Avcılar oturmuşlar başlarından geçen ilginç olayları anlatıyorlarmış,
içlerinden biri bir gün gölde balık avlarken oltama büyük bir balığın
takıldığını anlayınca yavaş, yavaş ve büyük bir mücadele ile kıyıya
çektiğimde, büyük bir turna balığı olduğunu gördüm balığı tek başına
taşıyamayacağımı anlayınca gidip köyden atımı aldım, fakat balığı ata
koyduğum zaman bir taraftan başı diğer taraftansa kuyruğu yere deymesin
mi,
yapacak bir şey olmadığından yola çıktım ama oda ne az sonra balığın
ağırlığından atın beli kırılmasın mı, deyince orada bulunan
arkadaşlarından
biride bizde üç arkadaş bir gün sisli bir havada domuz avına çıkmıştık,
o
arada çalıların arasında ses duyunca tüfeğimi ateşlememle acı bir
feryat
duyup, çalılıklara gidince vurduğumun arkadaşım olduğunu görünce hemen
bir
mezar kazmaya başladım, fakat o arada diğer arkadaşım gelerek seni
katil
deyince onu da vurmak zorunda kaldım, onun içinde bir mezar kazmaya
başlamıştım ki bu sefer de orman memuru silah sesini duyup ta yanıma
gelince
artık yapacak bir şey kalmadı, ha iki ha üç kişi deyip onu da vurdum,
tabii
onu saklamak içinde bir mezar daha kazmaya başladığımda karşıdan bir
traktör
dolusu köylü yanıma doğru gelmiyor mu deyince, turnayı yakalayan avcı
yok
artık köylüleri de vurup gömdüm deme, diyince o zaman sende balığın
boyunu
daha makul bir ölçüye çekte bana bir traktör dolusu köylüyü vurdurma
der.
Paylaş