Bir süre önce yaşadığım Lionheart faciasının etkilerini daha üzerimden atamamıştım. Güvendiğim dağlara kar yağması beni korkutmuştu. "Acaba Temple of Elemetal Evil ve Fallout 3 nasıl olacak?" diye düşünerek dolaşıyordum. İşin kötüsü tekrar kendi kendime konuşmaya başlamış olmam ailemi endişelendiriyordu (Pool of Radiance faciasından beri bu olmamıştı). Bu arada, ben de tekrar elektroşok tedavisi görmek istemiyordum. Bu nedenle The Temple Of Elemental Evil çıktı haberini alınca ne olursa olsun korkularımla yüzleşmeye ve Tim Cain'e güvenmeye karar verdim. Ne de olsa Tim efendi beni hiç hayal kırıklığına uğratmamıştı. Oyunları kadar yemek tarifleri de güzeldi. Böylece, iyice gaza gelince "Allah, Allah!" nidalarıyla oyunu satın almaya gittim.

Eve dönünce oyunu kurdum, kısayola çift tıkladım ve gerçekten güzel bir intro ile karşılaştım. Biraz daha uzun olsaydı Blizzard'ı ağlatabilecek bir intro olacakmış, iyi ve kötü arasındaki savaşa "Circle of Eight" olarak bilinen büyücülerin müdahalesi gerçekten görmeye değer. Circle of Eight ise bol starlı Hollywood filmi gibi maşallah! Bigby, Drawmij, Evard, Leomund, Melf, Mordenkainen, Nystul, Otiluke, Otto, Rary, Tashave ve son olarak Tenser'den oluşan (aman alfabetik sıraya göre yazalım da, sakata gelmeyelim) Circle of Eight, kötü güçleri evire çevire yenip, tapınağa hapsediyor. Yıllar sonra bu tapınakta bir kez daha kötülük güçlenmeye başladığı sırada, bizim grubumuzun yolu o taraflara düşüyor. "O taraflar" diyorum çünkü oyunun başında "party alignment" seçiyorsunuz ve her alignment'ın bir başlangıç yeri ve maceraya atılma sebebi var. Bu demek oluyor ki, oyunun birden
fazla sonu var. Tekrar oynanabilirlik ne kadar yüksekse o kadar iyi. Fakat burada daha bir çok iyi özelliği olan bir oyun var.

Karakter yaratımı ise oyunun başka bir farklı yanı. İster "point buy" sistemini, ister "4d6, drop the lowest" sistemini kullanabiliyoruz. Eğer zar atmayı tercih ederseniz gelen skorları istediğimiz yere verebiliyoruz. Yani 12, 16, 14, 9, 18, 18 geldiyse ve karakterimizi Fighter yapacaksak yüksek skorları Str ve Con'a verip diğerlerini istediğiniz gibi dağıtabiliyorsunuz. Fakat bir skordan puan alıp diğerine ekleyemiyorsunuz. NPC'lerin tek bir sorunu var; level aldıklarında gelen hp'ler gerçekten insanı ağlatabilir. Con bonusu olmasında rağmen 7. Level Ranger'ımın 54 hp'te sahip. Bu arada Ranger'lara bir çok iyi eklemeler yapılmış, herkese tavsiye ediyorum.

Grubunuz en fazla 5 kişi olabiliyor fakat oyun içerisinde bir çok NPC var. Bunların çoğu ganimetten pay alıyor ve çoğu zaman gerçek niyetlerini bilemiyorsunuz. Ben bu yüzden NPC'lere pek yüz vermedim. Ne yazık ki, Baldur's Gate veya Planescape: Torment'daki gibi iyi işlenmiş karakterler değiller NPC'ler. Gerçi, biz bu oyunu combat üzerine yapıyoruz diyerek yola çıkan Troika, bu konuda suçsuz diyebiliriz. Zaten oyunda "biz crpg yaptık, tadından yenmez" diyen bir çok firmanın oyununundan daha çok role play var.

Sosyal beceriler gerçekten çok işe yarıyor ve işe yaramayan tek beceri yok. Bu arada, bir kadınla rıhtımda romantik bir yürüyüş yapan kadın Paladin'im (eee, kadında 18 karizma var, kimse hayır diyemiyor) niye Fallen oldu anlamadım. Sanırım bazı Troika çalışanları biraz homofobik. İşin yoksa 6000 altın bağışla kiliseye... Zaten rahipler bir acaip, daha doğrusu dayaklık...