Zamanı durdurmak, yavaşlatmak ya da geri almak. İnsanoğlunun en büyük hayallerinden birkaçı hiç şüphesiz. Kimine göre ilaç, kimine göre kaçınılmaz sona dur durak bilmeyen bir nehirdir zaman... Kimine göre ise çözülmesi gereken bir problem belki de, örneğin Albert Einstein'a.

Einstein zamanın göreceli bir kavram olduğunu ortaya koymuş, ve maddelerin hızlarına bağlı olarak değişebileceğini öne sürmüştü. Einstein'a göre maddeler ışık hızlarına yaklaştıkça zaman yavaşlar, ışık hızında zaman durur ve ışık hızı geçildiğinde ise tersine akar. Mümkün mü sizce? Şu an için değil, ama Einstein yaşasaydı belki de mümkün olacaktı. Çünkü son yıllarda yapılan deneyler, zamanın hıza bağlı olarak yavaşlayabildiğini açıkça ortaya koydu. Ancak Timeshift'i oynayanların bunlara kafa yormasına gerek yok, biz zamanla istediğimiz gibi oynayabiliyoruz nasılsa.

Korkuyordum... Tekrar ertelenirsin diye.

Zamanla ilgili problemi olan sadece Einstein değil. Oyunun yapımcılarının da problemi olduğu açık. Timeshift'in ilk açıklanan çıkış tarihi 2005'in sonbaharı idi. Evet, oyun tam iki yıl ertelendi, iki yayıncı değiştirdi, iki kez oynanabilir demosu yayınlandı ve hangi platformlarda çıkacağı bir türlü kesinlik kazanamadı. Ana karakter bile değiştirildi. Neredeyse böyle bir oyun olduğunu bile unutmuştuk. Hemen aklıma Duke Nukem Forever geldi. Gözlerim doldu, pencerenin karşısına geçip yağan yağmuru izledim. Neyse ki elimdesin şu an, çok beklemiştim bebeğim.

Oyunda emekli bir albay olan Michael Swift'i kontrol ediyoruz. Beta Suit adı verilen zamanda bazı değişiklikler yapmaya izin veren, omurilikten kullanan kişiye bağlanarak akıl ile kontrol edilen, zırhı (ya da sizin sağlınızı) yenileyebilen teknoloji harikası giysimizi alıp önümüze geleni öldürüyoruz. Çünkü onlar gelip bizim laboratuarımızı bastılar. Daha test aşamasında olan ucube giysimizi kullanmak zorunda kaldık. Dr. Krone, S.S.A.M ya da AI gibi isimlerden bahsetmeye gerek bile yok. Oyunun senaryosu tam bir fiyasko. Ne bir sürükleyicilik, ne bir kurgu ne de başka bir şey. Olmamış!

Oyunun ana teması giysimiz ve onun mükemmel özellikleri üzerine kurulmuş ki bunların en önemlileri: zamanı geri alabilmek, durdurabilmek ve yavaşlatabilmek. Daha önceden F.E.A.R., Max Payne ve hatta Prince of Persia gibi oyunlardan böyle şeylere aşinaydık. Ancak bu kez durum biraz daha farklı, daha eğlenceli. Çünkü bölüm tasarımları bu özellikleri sürekli kullanmanızı sağlamak amacıyla tasarlanmış ve bunda gerçekten başarılı olunmuş. Gücümüz oldukça az olmasına rağmen düşmanlar kalabalık gruplar halinde yerleştirilmiş. Böylece zamanı yavaşlatmak ya da durdurmak zorunlu kılınmış. Etrafta sağlık ya da cephane aramaya hiçbir zaman ihtiyaç duymuyoruz. Çünkü çatışmadan uzak bir köşeye sindiğimizde, özel giysimiz sayesinde sağlığımız (zırh) yenileniyor. Tüm bu nedenlerden ötürü tempo düşmüyor, çatışmalar uzadıkça uzuyor. Yani eğlence fora!

Zamanı durdurmak ise işin en eğlenceli kısmı. Bunu Shift-F ile yapıyorsunuz. Zaman durduğunda düşmanlara ateş ettiğinizde etki etmiyor, ancak akmaya başladığında hepsi aynı anda yere yığılıyor. Oyun boyunca sürekli zamanı durdurup, pompalı ile (ShatterGun) düşmanları avlayıp sonra zamanı ilerletip ölmelerini seyrettim. Yine zamanı durdurma özelliğini kullanarak çözülebilen bulmacalar ile sıkça karşılaşacaksınız. Fazla zekice hazırlandıklarını söyleyemem, ama oyuna farklı bir tat kattıkları kesin.

Zamanı geri alma özelliğini ise (Shift-C) oyun boyunca pek kullanmadım. Sadece düşmanların attıkları ve üzerimize yapışan bombalardan kurtulmak için kullandım. Ya da buna benzer şekilde birden kenara çekilip kurtulmamız gereken bazı durumlarda kullanabilirsiniz. Eğer öldüğümüzde zamanı geri alabilseydik sıkça kullanabilirdik ama bu mümkün değil. Oyun multi-platform olarak çıkmasına rağmen istediğimiz zaman kayıt yapabiliyoruz. Bu yüzden rahatça ölebiliriz, keyfimiz bilir.