Guinness Rekorlar Kitabı�na (2006) �En başarılı kadın oyun kahramanı� olarak girebilen kiraz dudaklı, iri göğüslü fıstığımız Lara Croft�un muhteşem malikanesinden kaçarcasına uzaklaşıp, yerkürenin derinlerine dalış yaptığı yeni macerası evlerimize nihayet konuk oldu. İşte klişe giriş bu şekilde yapılır! Serinin 12 yıllık bir geçmişi olunca insan ister istemez beynindeki impulslarında bazı karışıklıklar yaşayabiliyor. Yoo! Bunun serinin uzunluğu ile bir alakası yok, kendini kandırma dostum. Bu, ekranın ortasında uzun süre �taş hatun� görmenin yarattığı hormonsal dengesizlikler. Ve her bir yeni oyun ile katlanarak artan ultra-taşlık durumu. Bugüne kadar ki tüm oyun kahramanları içerisinde modellemesine, detay seviyesine en çok dikkat ettiğim, uzun uzun süzdüğüm ve oyunu oynamaktan ziyade ana kahramanına bakıp çıktığım tek oyun bizlere yeniden merhaba diyor. Ama bebeğim biraz yabanileştin mi sen?

Bu kızın çocukluğuna inmek gerek

Aslında Underworld�e bakmadan evvel kısa bir Lara Croft gezintisine çıkarmak isterdim sizleri. Seri haline dönüşmüş oyunları incelerken insan ister istemez kendini geçmişi yad etmek zorunda hissediyor. Ancak yakın zamanda hazır yazılmışı olduğundan (buradan ulaşabilirsiniz) derinlere inmeye gerek duymuyorum. Sıkı takipçilerinin bildiği üzere Core Design�ın 2003 yılında The Angel of Darkness ile saçmalaması sonucu güzel kızımız Crystal Dynamics�e emanet edilmişti ve Legend ile ciddi anlamda bir �geri dönüş� yaşamıştık. İşte Underworld bu geri dönüşün bıraktığı noktadan başlıyor. (Araya giren Anniversary�nin ilk Tomb Raider uyarlaması (remake) bir �10. Yıl Kutlaması� olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.)



Legend�da bazı flashback�ler yaşayarak annemizi küçük yaşlarda nasıl kaybettiğimizi, üniversiteden arkadaşımız olan Amanda Evert ile olan hikayemizi sindire sindire öğrenmiştik. Oyunun sonlarında Lara annesinin Avalon�da bir yerlerde olduğunu Amanda�dan öğreniyordu. Underworld�de ise Avalon�a yani annemize ulaşmaya çalışıyoruz. Croft Manor�daki yangından kaçış sahnesi ardından birkaç hafta geriye gidip neden bu duruma geldiğimiz sorusunun merakı içerisinde oyuna oldukça sağlam bir giriş yapıyoruz.
Çoğuyla ilk kez Legend�da karşılaştığımız iyi-kötü karakterler aynen Underworld�de de mevcut ve oynadıkça hemen hemen hepsiyle bir noktada hikayemiz kesişiyor. Özellikle Amanda�nın yeniden karşımıza çıkması ve bize verdiği bilgiler doğrultusunda Avalon�a ulaşmak için Thor�un çekicinin (Mjölner) peşine düşmemiz zaten oyunun omurgasını oluşturuyor ve Lara tüm eforunu çekicin parçalarını bulmak için harcıyor. Senaryo ile ilgili yazılacak her bir satır ya Legend�la ya da Underworld�le ilgili spoiler vereceğinden burada bu konuyu kapatmak en iyisi. Ancak yapımcının bu iki oyunun hikayesini ustaca harmanlayıp önümüze serdiğini belirterek haklarını teslim edelim. Özellikle Legend�da yaşadıklarımızı kısaca öğrenebileceğimiz bir videonun bu oyuna yerleştirilmesi fevkalede güzel bir düşünce. (bkz: Extras > Trailer&Credits)