Konsol oyunları konusunda uzman olan ben, aranıza yeni katıldım arkadaşlar. Bundan böyle her türlü konsol incelemesinde birlikte olacağız. İlk yazı olarak da, kısa bir süre önce elime geçen R: Racing Evolution'u (RE) seçtim. Bakalım nasılmış bu Namco tarafından yapılmış yarış oyunu.

Son zamanlarda yarış oyunlarında bile konu oluyor. Bir süre önce sadece 3'den geriye sayıp deliler gibi yarışıyorduk yollarda ama şimdi konu da eklendi işin içine. Aslında fena da olmadı. Defalarca aynı yolları gitmekten ve bunun sonucunda 3-4 pikselden oluşan bir kupa almaktan bıkmıştık. O yüzden bu konu olayını ben seviyorum, sizlerin de sevdiğinden eminim. Lafı fazla uzatmadan hemen oyunun konusundan bahsedelim..

Biz, Rena Hayami adında bir ambulans şoförüyüz. Alakasız bir durum ama bekleyin. Daha herşeyi anlatmadım.. Yarışlarda yaralanan birisini hastaneye götürmemiz gerektiği bir anda, adam ölmesin diye deli gibi hızlı gitmemiz gerekiyor. Tabi yoğun trafikte öyle hızlı gidiyoruz ki, yarışların içinde olan birisi, bizi beğeniyor ve onun için çalışmamızı istiyor. E biz de oyun boşa gitmesin diye kabul ediyoruz. Durum bundan ibaret. Bundan sonrası devamlı yarışmakla geçiyor tabi ama araya serpiştirilmiş kaliteli video görüntülerle, konu da ilerliyor. Aslına bakarsanız, oyunun konusu hiç de fena değil.

Namco firmasının asıl uzmanlık alanı yarışlar değil aslında. Gerçi Ridge Racer ile müthiş bir iş yapmışlardı ama yine de bu firmanın alanı yarışlar değil. Namco da bunu biliyor olmalı, yarış oyununa konu katmakla kalmamış bir de Pressure olayını eklemiş. Bu Pressure, oyun esnasında rakiplerinizi ne kadar darlarsanız o kadar artan birşey. Yani yarış esnasında rakibe yandan yanaştığınız zaman veya arkadan çarparsanız, Pressure artıyor. Bu gösterge tavana vurduğu zaman ise rakiplerinizin dağılması an meselesi oluyor. Bir yarış oyunu için güzel bir deneme ve oyunu daha eğlenceli yapıyor.

Kontroller hem kolay hem de zor. Oyunda yardımcı seçenekler bulunuyor. Özellikle fren yardımının açık olması, oyuna yeni başlayanlar için gerekli birşey. Yoksa virajlarda dönmek için fena kasmanız gerekecek. Oyuna alıştığınız zaman ise bu fren yardımını kapatın ki, alet sizin yerinize kafasına göre frene basıp sizi deli etmesin.

Oyunda, Single Race, Ghost Race, Split Screen Race gibi modlar bulunuyor. Konu modu bunlardan ayrı tabi. Konu modunda kilitli olan bazı şeyleri açıyorsunuz ve bunları Single Race ve diğer modlarda kullanıyorsunuz. Oyunun ömrü o kadar uzun olmadığından, konu modu bittiğinde geriye sadece yanınıza birisini alıp çift kişilik oynamak kalıyor.

Oyunun grafiklerini ben pek beğenmedim. Çünkü çevre grafikleri ve araba grafikleri arasında çok fark var. Etrafa baktığınız zaman, PS2 için yapılmış en kaliteli çevre grafiklerini görüyorsunuz. Yarış oyunları için tabi. Ama bunun yanında, arabaların çok sade olması, sanki arabaların uçuyormuş gibi görünmelerine sebep oluyor. Oyun FSAA yönünden de gayet başarısız. Sanki kullandıklarınız araba değil de testereymiş gibi. Ama yine de, markalı arabaların kullanılması, kamera açıları falan oyuna ruh katmış. Efektler falan da yerinde. En azından hızlı gittiğiniz zaman, arabaların kötü olduğu aklınızdan çıkıyor.

Ses efektleri normal, müzikler ise duyulmayacak kadar sade. Ne başınızı ağrıtacak ne de kalkıp dans edeceksiniz. Orta halde yani. Motor sesleri, kimin ne taraftan yaklaştığı falan gibi ses detaylarına dikkat edilmiş.

Bence konsolda yarış oyunu oynamak PC de oynamaktan daha eğlenceli. Need for Speed bile, dertsiz tasasız, full detayda oynanabiliyor PS2'de. PC'deki milyarlık konfigürasyonlar sayesinde görülen detaylar, PS2'de de eksiksiz var. Bu yüzden, yaşasın konsol diyorum ve yazımı bitiriyorum :)