İsviçre’deki Paul-Scherrer Enstitüsü (PSI) bilim insanları ABD’li ve İngiliz araştırmacılarla birlikte, görme yetisinin temel yapısını çözdüler. Görme yetisi son derece karmaşık bir süreç.
Göze düşen ışık, çok sayıda kimyasal reaksiyonlarla beyne iletildikten sonra bilince ulaşır. Bu sürecin en başında gözdeki asıl ışık sensoru rodopsin proteini yer alıyor. Rodopsin molekülleri, ağtabakada, kötü ışık koşullarında görmeden sorumlu olan çubuklarda bulunur. Rodopsinin üzerine ışık düştüğünde, biçimi, üzerine başka bir molekül yapışacak şekilde değişir. Bu kenetlenme görme süreçlerini harekete geçirmektedir.
Üzerine ışık düşmeyen rodopsinin neye benzediği uzun bir süredir biliniyordu. Ancak değişen ve etkinleşen molekül üzerine yıllardan bu yana kafa patlatılıyor. Bu durum, rodopsinin bir an önce ışığı duyarlı haline geri dönmesi gerektiğinden normalde son derece kısa sürelidir. PSI’de Jörg Standfuss ve arkadaşları, şimdi rodopsini, etkin biçimi daha uzun süre kalıcı olacak şekilde değiştirdi. Bu bilgi sayesinde görme sürecinin moleküler zeminde tam olarak ne şekilde gerçekleştiği açıklanabiliyor (Nature).
Bu bilgiler şimdi, yaygın göz hastalığı olan Retinitis Pigmentosa’yı ayrıntılı bir şekilde incelemek için kullanılıyor. Bu ağtabaka bozukluğunda rodopsin genelde değişmiştir. Bilimciler, şimdi bu değişimi ayrıntılı bir şekilde inceleyerek bunu önleyebilecek çözümler bulmaya çalışıyor. Rodopsin yapısı, insanda bulunan 800’ü aşkın benzer molekülün anlaşılmasına da yardımcı olabilecek. Bunların çoğu ışığa tepki göstermek yerine koku alma gibi uyarımların algılanmasından veya hormonların çalıştırmasından sorumlu.