Destruction Derby ismi size bir şeyler hatırlatıyor mu? Yoksa siz de Fatal Racing ile başlayan 3D araba yarışları furyasının aşırı yüksek bilgisayar konfigürasyonu talebi nedeniyle dışında kalmış olanlardan mısınız?

Destruction Derby, zamanının en hızlı grafiklerine sahip oyunların başında geliyordu. 320x200'de çalışan ve harika görsel efektlere sahip bu oyun standart konfigürasyonda rahatlıkla oyanabiliyordu. Bununla yetinmeyip beraberinde devrimci yenilikleride getirmişti, oyundaki arabaların hasar modelinin olması gibi. Gerçi tüm arabaların dizaynı aynıydı, o zamanlar daha fazlası için yeterli konfigürasyon yoktu, yani, oyun limitleri zorlamıştı. İşte bu sebeplerdendir ki oyun her incelemede yüksek not aldı. Fakat büyük bir eksiği vardı. Bir yarış oyunu değildi.

Destruction Derby adından da anlaşılacağı gibi arabaları parçalamaya yönelik bir oyundu. Sadece yarışmakla kalmıyordunuz, hatta yarışı birinci olarak dahi bitirseniz bile sonuncu olabiliyordunuz... Birazcık karışık olan bu cümleyi şöyle açıklayalım: Yarış boyunca amacınız diğer arabalara olabildiğince zarar vermekti, diğer arabaları ne kadar zora sokar, ne kadar öldürücü noktalarından hasar verirseniz o kadar fazla puan alıyorsunuz. Örneğin 30-40km/h bir hızla spin atmakta olan bir arabaya 200km/h hızla tam ortasından dalmak gibi... Tabii ki siz de hasar alıyordunuz, fakat iyi ayarladınız mı verdiğiniz kadar değil. Yarışın sonunda, diğer araçlara verdiğiniz toplam hasar yarışı bitirme pozisyonunuzun size verdiği puanla çarpılıyordu, ve yarış sonu puanı hesaplanıyordu. Böylece herkesten kaçarak bitirdiğiniz yarışta sonuncu oluyordunuz. Bu her ne kadar işi eğlenceli hale getirse de, sonuçta insanlar Need For Speed gibi ciddi ve gerçekçi oyunları daha çekici buluyorlardı. Ama göz ardı edilen bir şey de vardı, bu oyunlar çok farklıydı. Halbuki aynı kefeye konuluyorlardı.

Demolition Racer, kadim Destruction Derby ile benzer özellikler taşıyor fakat her yönden bir alt derecede kalıyor. Arabaları parçalamaya yönelik çeşitli usuller Destruction Derby'e göre çok az değişiklikler gösteriyor. Amacı hayatta kalmak ve rakiplerinize olabildiğince fazla zarar vermek olan Demolition Racing, bir arenaya toplanıp bütün arabaların birbirine girdiği ve son hayatta kalanın kazandığı Last Man Standing, düz bir stock car yarışı. Oyunda en zevkli kısım Chicken usulu karşıdan gelen trafiğe karşı yarış. Bir de Suicide usulü var. Adından da anlaşılacağı gibi en önce kendini parçalayan kazanıyor. Genellikle arenanın ortasında durup beklemeniz yeterli oluyor. Burada anlatırken kulağa hoş geliyor olabilir, fakat Demolition Racer zayıf bir oyun.

Anlaşıldığı gibi maksatsız, düşüncesiz ve sebepsiz yere araba parçalamak bu oyunun ana teması. Bu tema oldukça ilkel bir şekilde bayağı efektler ve basit sürücü modeliyle işleniyor. Açıkça ayrı bir pazara yönelen bu oyun için araba yarışlarının Deer Hunter'ı denebilir. Geçmişin en iyi oyunlarından birini alıp çok basitçe kopya ediyor ve bunca zaman sonra dahi orjinali kadar başarılı olamıyor.

Infogrames'in, yakında sitemizde incelemesini bulabileceğiniz Rally Masters kalitesindeki oyunları taban almışken böyle düşük kalitede bir oyun ile canını niçin sıktığı tam bir muamma. Bir türlü istikrarı yakalayamayan ve emsallerine göre bayağı geride kalan Test Drive serisinin 4 ve 5'inci versiyonlarını hazırlamış olan Pitbull Syndicate'in bu oyunu 5 sene önce bu kadar kötü görünmeyebilirdi. Üzerinde hala çalışılıyormuş izlenimi uyandıran grafikleri (Ge-Force'un Transformation and Lightning özelliğini destekliyor olsa bile) bu oyunda kabul edilebilir bir şey değil.

Demolition Racer bir shareware gibi geçilebilecek bir oyun. Uzun vadede hiç bir oynanabilirliği olmadığı gibi kısa vadede de çok az özellik barındırıyor. Sadece araba parçalamayı seven ve yarıştan çok, gıcıklık yapmaktan zevk alanlar için önerilir. Geri kalanlar, bırakın oyun rafında dursun. Destruction Derby hala en iyisi. Destruction Derby 2, ilkine göre bir yenilik taşımıyor. Eğer bu iki oyunu da oynadınız ve benzer birşeyler arıyorsanız Demolition Racer'a bir göz atabilirsiniz.